27 Temmuz 2013 Cumartesi

Şahinin Başına Gelenler!

Eski zamanlarda avcı şahinleri çok seven bir Padişah vardı. Bu Padişah’ın çok yetenekli, iyi cins bir şahini vardı. Bu şahinin gözleri o kadar iyi görürdü ki, metrelerce yüksekte uçarken yerdeki avını fark ederdi. Ayrıca bu şahin çok da kuvvetliydi. Kuvvetli gaga ve pençeleriyle avını yakalar, güçlü kanatlarıyla onu Padişah’ın huzuruna kadar getirirdi.
Padişah bu şahini çok severdi. Ona kendi eliyle yemek yedirirdi. Şahin de padişahın koluna konar, onun kendisine verdiği değerle gurur duyardı.



Aradan zaman geçti. Şahinin canı sıkılmaya başladı. Çünkü Padişahın işleri çok yoğun olduğu için ona zaman ayıramaz olmuştu. Bu yüzden şahin biraz özgürce gezmeye karar verdi. Sarayın etrafındaki bahçeden çıktı, etraftaki korulukların ve ormanların üzerinden uçtu uçtu…

Nihayet bir köye kadar gelmişti. Bu köy, şehre çok uzak, fakir bir köydü. Şahin içmek için su aradı. Bu sırada bir evin bahçesindeki çeşmeyi gördü. Çeşmenin önündeki havuzdan su içmek için bahçeye süzüldü. Tam suyunu içmişti ki evin sahibi olan yaşlı kadın onu gördü.

Yaşlı kadın şahini görünce:

- Vah zavallı kuş! Demek çok susadın ha! Sen şimdi acıkmışsındır da… Gel sana biraz yiyecek vereyim, dedi.
Doğrusu Şahinin de karnı acıkmıştı. Bu teklifi reddetmeye lüzum görmedi. Sonuçta bu merhametli bir kadına benziyordu. Kendisine iyilik yapmaya çalışıyordu.
Şahin kadının elinde yiyecek tabağıyla geldiğini görünce hemen tabağın başına kondu. Kadın da onu tutup sevmeye başladı. Hatta yiyecek olarak hazırladığı hamur parçalarını ona kendi eliyle yedirmek istedi. Fakat Şahin hamur yemeğe alışkın değildi. Bu yüzden gagasına bulaşan bu yapışkan yiyeceği kanatlarıyla silip atmaya çalıştı. Kadıncağız ise şahinin yemeği neden yemediğini anlayamadı.

- Vah vah! Zavallı kuşcağızın gagası pek uzamış, kıvrılmış. Anlaşılan sahibi onu biraz ihmal etmiş. Dur ben onun gagasını düzelteyim de yemeğini rahatça yesin, dedi. Şahini kucağına basıp bir bıçak bulmaya gitti.

Şahin kadının elinde bıçağı görünce çok korktu çırpınmaya ve pençelerini kadının koluna batırmaya başladı. Bu sefer kadın:

- Aaa senin tırnakların da çok uzamış. Kanatlarının da şekli bozulmuş. Ama dur, merak etme, ben hepsini düzelteceğim, diyerek hepsini kesmiş, atmış...
Şahin ne kadar çırpındıysa da faydası yoktu. Kadın iyilik yapıyorum diye sevinerek şahinin gagsını ve tırnaklarını kesti. Kanatlarındaki tüylere kendi aklınca bir biçim vermek için kesip kısalttı.

İşi bitince tekrar Şahini tabağın başına götürüp yemeğin başına oturttu ve:

- Haydi şimdi yemeğini rahatça yiyebilirsin, dedi.

Zavallı Şahin başına gelenlerden dolayı öyle üzüldü ki, gözlerinden yaş geldi. Padişahın bahçesinden uzaklaşıp, şahinleri tanımayan bu kadının yanına geldiği için bin pişman olmuştu.

- Şimdi ben Padişahımın yanına giderim? Beni böyle görürse bana hiç değer vermez ki? Artık ben bu kanatlarla, bu gagayla avlanamam. Padişah beni böyle istemez ki? Diye kara kara düşünmeye başladı.

Ancak yine Padişah’ın bahçesine dönmekten başka bir çare bulamadı. Ne de olsa padişah bilgiliydi, onun derdine yine ancak o çare bulabilirdi.

Kesilmiş kanadını sürüye sürüye uzun bir yol yürüdü. Yolda avlanamadığı için aç kaldı, bitkin düştü. Ama sonunda padişahın bahçesine ulaştı.

“Ah Padişahım! Senden uzaklaşınca ne hallere düştüm. Beni affet! Bana acı!” Dercesine boynunu büktü.

Padişah Şahinin bu halini görünce çok şaşırdı ve üzüldü.

- Benim güzel Şahinimi kim bu hale getirdi? Dedi.

Ardından da sarayın hekimbaşını huzuruna çağırttı ve:

- Hemen onun tedavisiyle ilgilen. Tekrar tırnakları ve kanatları uzayıp eski haline gelinceye kadar çok iyi bak! diye emir verdi.

Şahin, onu tanıyan ve kıymetini bilen Padişah’ına geri gelmekle çok iyi yaptığını anlamıştı. Kısa zamanda sağlığına kavuştu ve yeniden Padişahının kolunda gezdiği güzel günlerine döndü.

Sevgili Anneler, Babalar

Çocuğunuza Mevlana’nın bu güzel hikayesini okuttuktan sonra üzerinde sohbet edin. Örnek olarak aşağıdaki soruları sorun. Bu şekilde okuduklarının manasını anlamasını ve kendini ifade etme yeteneğinin gelişmesini sağlarsınız.

1- Hikayeden ne anladınız?

2- Yaşlı kadın şahine neden böyle davrandı? O kötü biri mi?

3- İyilik yapmak için iyi niyetli olmak yeterli mi?

İslami Hayat

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Email Yazma Zorunluluğu Yoktur Lutfen Gerçek Adınızı
Ve Emailinizi Yazmayınız Takma Isim Kullanınız
Yorumlama biçimi: Anonim Olarak Seçiniz
Güvenlik Kodunu Her İki Cümleyi Yanyana Yazınız
Mehmet Can