Kız Erkek Ayrımcılığı

Çocuklarımıza adaletle davranalım

İki farklı kişi var fakat sorun aynı

Bir hanım kardeşimiz anlatıyor: “Biz dört kardeşiz ve evin tek kızıyım. Her şey güzel güzel giderken, ne zaman evlendik çocuk sahibi olmaya başladık, o zaman anne babamın abilerimi kayırdıklarına şahit olmaya başladım.

Babamın durumu iyi, oturduğu evle birlikte üç tane daha evi var. Bu evlere de abilerimi oturttu. Hatta babam bu evlerden birini alırken, araba için biriktirdiğimiz parayı bizden borç istedi ve biz de hiç tereddüt etmeden verdik.

Bir iki yıl sonra, biriktirmiş olduğumuz parayla araba almaya karar verdik. Fakat az bir paraya ihtiyacımız oldu. Yani, anlayacağınız devede kulak misali bir para. Borç para alabileceğimiz kişinin ailem olduğunu düşündük ve parayı istedik. Annemin verdiği cevap ise ipe un sermeye benzedi.

Yine, yedi yıldır ödediğimiz kooperatiften evimiz çıktı. Kat farkı, kira bedeli ve evin içi derken, yine paraya ihtiyacımız vardı. Yine, borç alabileceğimiz kişinin ailem olduğu düşündük. Devede kulak misali yine borç para istedik; fakat bu sefer de babam “Para yok” dedi. Oysa babam, ondan sonra evin tüm eşyalarını değiştirdi. İşin garip tarafı, bana yok olan şeyler, abilerime gelince nedense oluyor. Ev araba alırken onlara gereken destek veriliyor; fakat bize gelince ipe un seriliyor.

Bayram ve tatillerde annemlere gidiyoruz. Biz vardığımız zaman, bizim çocukları hoş geldin adına sadece ellerini öptürürlerken, abilerimin çocuklarına ellerini öptürmekten öte, içten içe sarılıp öpmelerini izah edecek bir cümle bulamıyorum.

“Her insan ölümü tadacaktır.” (Al-i İmran, 185) ayeti doğrultusunda annem vefat etti, babam ise yaşıyor. Bir zamanların karakaşlı kara gözlü oğlanları, şimdi babama bakmaktan imtina ediyorlar. Elleri ayakları tutarken en küçük bir adaleti bana çok gören babama, şimdi ben bakıyorum. Adil ve dürüst davranmadığı için babama içimden gele gele bakamıyorum. Allah biliyor, Allah korkusu olmasa onu da bakmayacağım; ama her şeyi Allah’a havale ediyorum.”

Başka bir hanım kardeşimizden gelen mektupta ise yine aynı sorun dile getirilmiş: “Biz iki kız, bir erkek; üç kardeşiz. Anne-babam abime ev aldı fakat bize almıyor. Gerekçe olarak da “Ben oğlana almak zorundayım, size de eşinizin ailesi alsın” diyorlar. Nerde adalet nerde çocuklar arasında eşitlik. Bunu yapan da namazında niyazında ve her zaman hacılığıyla gurur duyan öz babamdır. Benim de içimden ne anne-babama dua etmek ne de arkalarından hayır yapmak gelmiyor.”

Çocuklar arasında adalet

“Biliniz ki mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan sebebidir ve büyük mükâfat Allah’ın katındadır.”(Enfal, 28)

Anne babaların çocuklarına karşı vazifelerinin en başında adaletli davranmaları gelir. Çünkü anne babaların çocuklar arasındaki adaletsizliği, çocuklar arasına kin tohumlarının atılmasına neden olmaktadır. Küçük yaşlardan itibaren çocuklardaki kardeş kıskançlığının temelinde de olumsuz anne babaların tutumları yatmaktadır.

“Hep onu kayırıyorlar, onların biricik oğlu, varsa yoksa o, sanki ben üvey evladım…” gibi ifadeler, evlatların en sık kullandıkları cümlelerin başında gelmektedir. Çocuklar arasındaki sevgi tohumları yerine atılacak kıskançlık tohumları, kardeşler arasında olduğu kadar çocukların anne babalarıyla da sıkıntılar yaşamasına neden olacaktır. Bunun sonucunda da çocuklar, anne babalarına karşı; “Hırçın, söz dinlemeyen, asi…” gibi olumsuz davranışlar sergilemesine neden olacaktır.

Ashab-ı Kiramdan Numan bin Beşir anlatıyor: “Babam bana bir miktar mal hibe etmişti. Annem:

- Bu hibeyi Resulullah’a sormalısın, dedi. Bunun üzerine, babam Resulullah’a gitti ve durumu anlattı. Allah Resulü:
- Başka çocukların var mı? Diye sordu:
- Evet, demesi üzerine:
- Aynı şekilde hepsine de hibe ettin mi? diye sorunca, babam:
- Hayır, dedi. Bu duruma karşılık Hazreti Peygamber sallallahu aleyhi vesellem:
- Allah’tan korkun, çocuklarının sana karşı hürmet ve lütufta eşit davranmaları, seni memnun etmez mi? Öyleyse, çocuklarınız arasında adil olun, dedi. Bunun üzerine, babam yaptığı hibeden vazgeçti.” (Müslim, Hibat,13/3)

Çocuklar arasında adaletli olabilmek için neler yapılmalı?

1. Çocuklar bir imtihan vesilesidir: “Biliniz ki mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan sebebidir ve büyük mükâfat Allah’ın katındadır.” (Enfal, 28)
“Allah’tan korkun. Evladınız arasında adaletle muâmele edin.” (Râmuz, c. 1310)

Hz. Aişe (r. anhâ) anlatıyor: “Yanıma bir kadın girdi. Beraberinde iki kız çocuğu da vardı. Bir şeyler istedi. Aksi gibi yanımda bir hurmadan başka bir şey yoktu. Onu verdim. Kadın aldı ve ikiye bölerek kızlarına taksim etti. Kendine pay ayırmadı. Çıkıp gittiler. Arkadan Resulullah sallallahu aleyhi vesellem girdi. Durumu ona anlattım. Dedi ki: ‘Kim bu şekilde kızlarla imtihan edilir o da onlara iyi davranırsa kızlar, onun için ateşe karşı perde olurlar.” (Buhârî, Zekât 10; Tirmizî, Birr 13).

2. En güzel şekilde model olmalıdırlar: Anne babalar, adalet konusunda çocuklarına en güzel şekilde model olmalıdırlar. Her konuda olduğu gibi dürüstlük ve adalet konusunda anne babalar, çocuklar arasında eşit davranmalıdırlar. Adalet konusunda en güzel şekilde model olan anne babalar, aile bireyler arasındaki sevginin güçlenmesini sağlayacaktır.

“Allah size, mutlaka emanetleri ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne kadar güzel öğütler veriyor! Şüphesiz Allah her şeyi işitici, her şeyi görücüdür.” (Nisa; 4/58)
Peygamberimiz Efendimiz aleyhissalatu vesselam: “İyi olması için evladına yardımcı olan ve iyi örnek olan anne-babaya Allah rahmet etsin” (Makasıdu’l-Hasene, 225) buyurarak, evlatlar arasında adaletli olmaya çalışan anne babalara dua etmişlerdir.

3. Kız erkek ayırımı yapmamalıdır: Bazı ailelerin kız çocuklarına üvey evlat muamelesi yaptıklarına şahit olmaktayız. Kız çocuklarını ikinci plan atıp erkek çocuklarını ön plana çıkaran aileler, kendilerine olduğu kadar kardeşler arasında da sevgi ve kardeşlik bağının ortadan kalkmasına neden olmaktadırlar.




Çocuklara gösterilecek sevgi; kız erkek ayırımı yapılmadan, adaletli bir şekilde gösterilmelidir. Hz. Enes radıyallahu anhunun naklettiği hadis-i şerifte: “Bir adam, Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin yanında oturuyordu. Bir ara, adamın yanına bir erkek çocuğu geldi. Adam çocuğu öpüp, dizleri üzerine oturttu. Biraz sonra adamın yanına bir de kız çocuğu geldi. Adam onu da yanına oturttu. Peygamber Efendimiz adama, ‘Niçin ikisini bir tutmadın?’ diye adamı kınadı.” (Hayâtü’s Sahabe, c. 47)

Yine, Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem: “Allah, öpücüğe varıncaya kadar, her hususta çocuklar arasında adaletli davranmanızı sever.” (el-Câmiu’s-Sağîr, c. 2, 297) buyurmuşlardır.

4. Küçük büyük diye ayırım yapılmamalıdırlar: Genelde aileler küçük çocukları kayırma eğilimindedirler. “Sen ablasın, abisin, büyüdün…” gibi ifadeler en sık duyduğumuz cümlelerin başında gelir. Çocuklar arsında “küçük”, “büyük” diye bir ayırım yapılmamalıdır. Hak kiminse ona verilmelidir.

İmam Ali radıyallahu anhu anlatıyor: “Peygamber Efendimiz bize ziyarete gelmişti. O gece bizde kaldı. Hasan ve Hüseyin de uyuyorlardı. Bir ara Hasan su istedi. Peygamberimiz hemen kalktı ve su kırbasından bir bardak su aldı, çocuğa vermek için getirmişti ki, o sırada Hüseyin de uyandı. Hüseyin bardağa uzandı ve su içmek istedi. Peygamberimiz suyu Hüseyin’e vermedi, önce Hasan'a verdi. Bunun üzerine, Fatıma dayanamadı ve:

- Hasan'ı, Hüseyin'den çok seviyorsunuz gibi, dedi. Peygamberimiz:
- Hayır, suyu önce Hasan istedi, buyurdular.”

Sonuç olarak

Anne babalar, öldükten sonra dua edecek, hayırlı evlatlar bırakmak için adaletli olmak zorundadırlar. Çünkü sağlığında dürüst ve adaletli olamayan anne babanın çocukları da dua konusunda onları hayırla yâd etmeyeceklerdir.
Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem: “Bir insan ölünce şu üç şey hariç amel defteri kapanır: Sadaka-i cariye (faydası kesintisiz sadaka), faydalı ilim ve kişinin ardından kendisine dua edecek hayırlı evlat.” (Ebu Davud, Vasaya, 14) buyurmuşlardır.

Anne babalar, çocukların eğitiminden tutundan mal paylaşımına kadar, her konuda azami dikkati göstermeleri ve çocukları arasında âdil davranmalıdırlar.

Şunu unutmamak gerekir ki çocuklar, her ne kadar anne baba hakkında sorguya çekilecekse de anne babalar da çocuklarına karşı adaletli olup olmadıkları konusunda hesaba çekileceklerdir. “... Yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden sakınınız.” (Bakara, 2/24).
M. EMİN KARABACAK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Email Yazma Zorunluluğu Yoktur Lutfen Gerçek Adınızı
Ve Emailinizi Yazmayınız Takma Isim Kullanınız
Yorumlama biçimi: Anonim Olarak Seçiniz
Güvenlik Kodunu Her İki Cümleyi Yanyana Yazınız
Mehmet Can