27 Temmuz 2013 Cumartesi

Arıcığın Maceraları

Arıcık bugün çok heyecanlı! İlk kez büyüklerle birlikte çiçek aramaya çıkacak.
Bu onun için çok önemli bir olay. Doğup büyüdüğü bu kovandan ilk kez uzaklaşacak.

Kovanları büyük bir ağacın kovuğunda inşa edilmiş. Arı beyi kovan için en güvenli yeri seçmeye özen göstermiş.
Çünkü arıların balı çok değerli bir besin. Onu çalmak isteyen birçok düşmanları var. Ayrıca yavru arıları yemeyi seven düşmanları da var.


Ama yavru arılar kovandayken güven içinde. Çünkü kovanlarının çevresinde bekçilik yapan asker arılar var.
Onlar nöbetleşe kovanın çevresinde dolaşırlar. Yaklaşan bir düşman görünce vızıldayarak diğerlerine haber verirler. Sonra hep birlikte saldırıya geçerek düşmanı kaçırırlar. Bu sayede kovandaki yavru arılar güven içinde yaşarlar.

Arıcık, bu kovanda geçen çocukluk günleri boyunca çok gelişti. Çünkü aşçı arılar onu ve kardeşlerini çok iyi besledi. Öğretmen arılar ise onlara çeşitli dersler verdi.
Arıcık okulda en çok uçuş derslerini severdi. Yön bulma dersinde de çok başarılı oldu.
Mesleklerini seçme zamanı gelince çiçek arama ekibine katılmayı seçti. Bundan böyle kendisini deneyimli bir Rehber Arı yetiştirecek.
Arıcık, Rehber Arının,
- Hazırlan! Yarın benimle yiyecek aramaya geliyorsun, demesi üzerine nasıl heyecanlandı bilemezsiniz!

Arıcık sabahleyin erkenden Rehber Arıyla birlikte yola çıktı. Önce biraz korku, biraz merakla uçmaya başladı. Daha sonra korkusu sevince dönüştü. Çünkü uçmak çok güzeldi.
Rehber Arı sordu,
-Nasılsın arıcık? Kendini nasıl hissediyorsun? Arıcık;
-Çok güzel! Çok mutluyum! Diye cevap verdi.
Rehber Arı,
-Nasıl kırları beğendin mi? Diye sordu,
-Hem de çok! Dedi, Arıcık. Çiçeklerle süslü bayırlar, ulu ağaçlar, kelebekler… Her şey çok güzel…
Rehber Arı:
-Şimdi seni yeni bulduğum çiçeklerin yanına götüreceğim. Orasını da beğeneceksin. Dedi.

Bunu söyledikten sonra sağa doğru döndü ve biraz alçaldı. Şimdi karşılarına sarı çiçeklerle bezeli bir açıklık çıkmıştı. Çiçeklerin tatlımsı kokusu buraya kadar geliyordu.
Arıcık bu güzel manzara ve nimetler karşısında hayran kalmıştı.
-Anlattığınız kadar güzelmiş; dedi.
Arıcık hemen çiçeklerdeki özleri toplamaya başladı. Rehber Arı,
- Arıcık! Fazla öz suyu toplama, dedi.
Arıcık Rehber arının neden böyle söylediğini anlamamıştı.
-Ama neden? Bunlar çok lezzetli! Dedi. Bu leziz içeceklere doyamıyordu. Çok fazla toplamak istiyordu.

Rehber Arı tekrar uyardı,
- Arıcık, fazla öz toplarsan vücudun ağırlaşır. Kanatların seni taşıyamaz. Sadece taşıyabileceğin kadarını topla.
Arıcık daha fazlasını taşıyabileceğine inanıyordu. Ama rehber arının uyarısı üzerine istemeyerek öz suyu toplamayı bıraktı.

Kovana dönmek için tekrar uçuşa geçtiler. Ancak Arıcık güçlükle uçuyordu. Çünkü dolu olan karnı onu yavaşlatıyordu. Şimdi Rehber Arının uyarısında haklı olduğunu anlamıştı.

Rehber Arı sık sık arkasına dönüp;
-Ne oldu, yoksa uçamıyor musun? Diye soruyordu.
Arıcık kendisini zorlayarak Rehber Arıya yetişmeye çalışıyordu. Ancak ne kadar uğraşsa da hızlanmayı başaramıyordu.

Bu sırada Arıcığın üzerinde bir gölge belirdi. Arıcık çok korktu. Bu da neydi böyle? Yoksa arıları yemeyi çok seven kuşlardan biri mi?
Neyse ki, Rehber Arı durumu fark etmişti. Hemen dönüp Arıcığın yanına geldi.
-Arıcık! Çabuk ol! Tehlikedesin! diye seslendi.
Arıcık kanatlarını daha hızlı çırpmak için zorladı. Bütün gücünü harcayarak hızlanmaya çalıştı. Ancak bu arada gölgenin sahibi olan kuş iyice yaklaşmıştı.
Rehber arı;
-Çabuk ol! Kovan şu tarafta! Oraya doğru kaç! dedikten sonra yükseldi.
Üstlerinden yaklaşan kuşa doğru uçtu, uçtu...

Arıcık artık Rehber arıyı göremiyordu. Çok korktu. Acaba Rehber arıya ne olmuştu?
Tek çaresi yardım çağırmaktı. Tüm gücüyle uçarak kovana ulaşmayı başardı. Hemen başına gelenleri asker arılara anlattı. Yer tarif etme derslerinden öğrendiklerini kullanarak olay yerini anlattı.
Bir grup asker arı kısa zamanda hazırlanıp yola çıktı. Arıcık Rehber Arıya bir şey olmaması için dua ediyordu. Eğer ona bir şey olursa kendini affetmeyecekti!

Neyse ki çok geçmeden askerler Rehber Arıyla birlikte geri döndüler. Rehber Arı saldırgan kuşu oyalamak için manevralar yaparken çok yorulmuştu. Neyse ki askerler tam zamanında yetişip kuşu korkutmuşlardı. Böylece hep birlikte dönmüşlerdi.
Arıcık Rehber Arıyı sağ salim karşısında görünce çok sevindi. Koşup boynuna sarıldı ve:
-Beni kurtarmak için hayatınızı tehlikeye attınız. Teşekkür ederim, dedi.
Rehber Arı da Arıcığa sarıldı,
-Aferin sana! Askerlere yerimi çok iyi tarif etmişsin, dedi.

Rehber Arı bir şey söylemese de Arıcık hatasını anlamıştı. Bu tehlikeli olaya sebep olan oburluğu için çok pişman olmuştu. Bir daha Rehber Arının sözünden çıkmamaya karar verdi.
Bir de Rehber Arının kahramanlığını hiç unutmadı. Bundan sonra onu örnek alarak çok çalıştı. Çünkü o da kahraman bir rehber olmak istiyordu.

İslami Hayat

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Email Yazma Zorunluluğu Yoktur Lutfen Gerçek Adınızı
Ve Emailinizi Yazmayınız Takma Isim Kullanınız
Yorumlama biçimi: Anonim Olarak Seçiniz
Güvenlik Kodunu Her İki Cümleyi Yanyana Yazınız
Mehmet Can