Çiftçinin biri tarlasına sebze ekmişti. Sebzelerini suladı, gübreledi, çapaladı, nihayet sebzeler yeşerip boy verdi. Mısırlar, baklalar, fasulyeler yetişmeye başladı.
Çiftçi sebzelerinin güzelce yetişmesinden çok memnundu. Her gün tarlaya gelip onları suluyor ve kontrol ediyordu. Onlara hiçbir şeyin zarar vermesini istemiyordu.
Bir gün çiftçi tarlada bir leylek gördü. Önce onun sebzelere zarar vereceğinden korktu ve leyleği kovalamak istedi. Ama bir de baktı ki leylek topraktan solucanları çıkarıp yavrularına götürüyor.
Leyleğin tarlasını zararlı solucanlardan koruması hoşuna gitmişti. Bu yüzden leyleği kovalamaktan vazgeçti. Hatta bazı günler ona yiyecek ve su vermeye başladı.
Bu arada yaz mevsimi gelmişti. Sebzeler de artık iyice gelişmişti. Çiftçi:
-Bu sene mahsül çok güzel olacak, diye sevinmeye başlamıştı ki, ne görsün? Bir karga sürüsü tarladaki mısırlara dadanmamış mı?
Çiftçi, gözü gibi baktığı mısırları gagalayan bu kargaları hemen sopasıyla kovaladı.
Kargalar çiftçinin hışımla gelişini görünce hemen havalanıp az ötedeki evin çatısına kondular. Fakat niyetleri çiftçi uzaklaştığı zaman yeniden tarlaya gidip mısırlarla karınlarını doyurmaktı.
Çiftçi de onların niyetini anlamış, tarlasında bekçilik etmeye başlamıştı.
Kargaların lideri, içlerinden birine seslendi:
- Anlaşılan bu çiftçi hava kararana kadar bekleyecek. Haydi biraz dağılıp, eğlenelim. Hava kararınca mecburen evine gider, biz de gidip karnımızı doyururuz.
Diğer kargalar da ona hak verdiler.
- Evet, sabaha kadar bekleyecek değil ya, nasıl olsa gidecek, ha ha ha! Diye kahkahalar atılar.
Sonra bu serseri kuşlar etrafa dağılıp eğlenmeye başladı.
Leyleğin yavrularından en küçüğü, kargaların konuşmasını dinliyordu. Bu kuşların hali ona çok ilginç gelmişti. Onların böyle kurnazca işler çevirmeleri onda hayranlık duygusu uyandırmıştı. Peşlerinden gidip biraz onlarla birlikte gezmek istedi.
Leylek yavrularının en büyüğü ise kardeşinin bu serseri kuşlara uymasını istemiyordu.
- Annemiz bizim için rızık getirecek. Sakın onlara uyma! Bunlar çiftçinin sevmediği kötü kuşlar! Onlarla birlikte olursan başına kötü şeyler gelir! dedi. Ama küçük kardeşi söz dinlemedi.
- Sadece biraz gezip geleceğim. Onları seyredeceğim. Kötü bir şey yapmayacağım ki! Dedi.
Biraz sonra hava kararmıştı. Anne leylek yavruları için yakaladığı rızıklarla birlikte yuvaya geldi. Ama en küçük yavrusunu göremeyince çok endişelendi.
Büyük yavrusu:
- Kardeşim kargaların peşinden gitti. Ona gitmemesini söyledim ama dinlemedi diyerek olup biteni anlattı. Şimdi anne leylek daha da çok endişelenmişti.
Hemen tarlaya doğru kanat açtı. Az sonra tarlaya vardığında ne görsün? Yavrusu kargalarla beraber bir ağa yakalanmamış mı?
Meğerse çiftçi kargaların hava kararınca geri geleceğini tahmin etmiş, mısır koçanlarının arasında bir ağ germiş. Kargalar mısırları yemek için ağa yakalanınca, onları izleyen yavru leylek de ağa düşmüş…
Anne Leylek sabaha kadar yavrusunun başında bekledi. Sabah çiftçi gelince “Ne olur yavrumu bırak, o kötü bir şey yapmadı” demek istercesine çiftçinin etrafında kanat çırpmaya başladı.
Çiftçi ağın içinde yavru leyleği görünce durumu anlamıştı. Yavru leyleği ağdan çıkarıp annesine uzattı. Bu sırada yavru leyleğe şöyle seslendi:
- Sen annene dua et! Onun hatırı için seni bu sefer affediyorum. Yoksa bu serseri arkadaşlarınla beraber sonun fena olacaktı!
Yavru leylek bir daha zararlı kişilerle arkadaşlık etmemeyi öğrenmişti!
Sevgili Anneler Babalar:
Bu hikâyeyi çocuklarımıza okuyalım. Ana fikrini anlattıralım. Aşağıdaki gibi sorular sorarak kendini ifade etmelerini sağlayalım:
1- Yavru kuş kargalara neden özendi?
2- Serseri ne demektir?
3- Bu hikâyeye farklı bir son yazmak isteseydin nasıl bitirirdin?
İslami Hayat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Email Yazma Zorunluluğu Yoktur Lutfen Gerçek Adınızı
Ve Emailinizi Yazmayınız Takma Isim Kullanınız
Yorumlama biçimi: Anonim Olarak Seçiniz
Güvenlik Kodunu Her İki Cümleyi Yanyana Yazınız
Mehmet Can