Balıkçı Kızın Macerası Masalı

Evvel zaman içinde, deniz kıyısında küçük bir kasaba varmış. Bu kasabada yaşayan insanlar huzur dolu bir hayat sürerlermiş. Deniz, onların geçim kaynağı olup herkesin hayatını beslermiş.

Kasabanın en güzel manzaralı evi ise balıkçı Hanım'a aitmiş. Hanım, denizdeki tüm balıkları yakalamak için sabah erken saatlerde denize açılır, balık tutarmış. O kadar usta bir balıkçıymış ki, denizin sırlarını çözmüş ve her seferinde büyük bir zenginlikle geri dönermiş.

İnatçı Keçi Masalı

 Bir zamanlar, uzak bir ormanda, renkli çiçekler ve yemyeşil otlarla dolu bir vadide, inatçı bir keçi yaşarmış. Bu keçi küçüklüğünden beri kendi başının çaresine bakmayı severmiş ve kimseye boyun eğmeyi düşünmezmiş.

İnatçı keçi, vadinin en güzel otlarını yerken, birdenbire karşısına büyük bir nehir çıkmış. Nehri geçmek için köprüye ihtiyacı olduğunu fark eden keçi, ormanda yaşayan diğer hayvanlara sormaya karar vermiş. Ancak, inatçı doğası gereği, kimseye yardım etmek istemediğinden yanından geçen her hayvana hep aynı şeyi söylemiş: “Bana yardım etmek istiyor musun? Eğer öyleyse, bana bir neden sunmalısın!”

Küçük Prens ve Altın Balık

 Bir zamanlar, denizin ortasında bir krallık varmış. Bu krallığın en küçük prensi, Emir adında bir çocuğa sahipmiş. Emir, çok meraklı, cesur ve zeki bir çocukmuş. Her gün ormanın derinliklerine ve deniz kenarına gidip, keşifler yaparmış. Ama bir gün, Emir’in karşısına hiç beklemediği bir şey çıkmış.

Bir sabah, Emir, deniz kenarında yürürken altın bir balık görmüş. Balık, Emir’i görünce hemen yanına gelmiş ve şöyle demiş: